Fantezilerin gerçeklikle çarpıştığı bir alemde, genç, akademik kahramanımız kendini sarhoş edici bir kendine düşkünlük dansında bulur.Bu amatör tanrıça, minyon çerçevesi ve çekici küçük varlıklarıyla, gençlik arzusunun bir vizyonudur.En sevdiği oyuncağıyla donanmış, coşku yolculuğuna çıkar, parmakları ustalıkla zevkinin derinliklerini keşfeder.Islak cenneti, kendi duygusallığının uçurumuna kendini kaptırırken, azgınlığının bir kanıtıdır. Bu üniversite çağındaki nerd, masum çekiciliği ile, kendi tatmin dünyasına dalış yaparken arzulu bir nimfona dönüşür. Solo performansı, inlemelerin ve iç çekmelerin bir senfonisi, kendini sevmenin gücünün bir kanıtı. Doruk noktasına ulaşırken, bazen sahip olabileceği en iyi şirketin kendi zevkleri olduğu bilgisi ile bizi bırakır.